
Mefâ’îlün / Mefâ’îlün / Mefâ’îlün / Mefâ’îlün
Bu bâğ-ı dehri ben bir sahne-i hüzn ü keder gördüm
Gül ü reyhânını bûy-i sefâdan bî-eser gördüm
Serâpâ yokladım âfâkı hûnîn safhalar gördüm
Nazan gezdirdim eyyama günü günden beter gördüm
Fi’âl-i hayrına dün âferîn-hân olduğum şahsı
Bugün şâyân-ı nefrîn bir yed-i fa’âl-i şer gördüm
Ne hâl olmuş ne nikbet-zâra dönmüş bezm-i insânî
Bütün ihvân-ı nev’i hasm-ı cân-ı yekdiğer gördüm
Mürüvvet mekremet bâzârı bir iflâsa düşmüş kim
Kime îsâl-i nef’ etdimse ben andan zarar gördüm
Vefâ ismet edeb uçmuş cefâ gılzet gazâb çökmüş
Şu dâr-ı fitneyi el-kıssa pür-havf u hatar gördüm
Geçirdim kârbân-ı dehri pîş-i çeşm-i im’ândan
Hezârân üştürü hayfâ ki der-donbâl-i har gördüm
Müsülmanlık satar ammâ Müsülmanlık nedir bilmez
Şu halkı kendi kârından da hattâ bî-haber gördüm
|